top of page

İstanbul'un Fethi

     Dünyada birçok devleti etkileyen, önemli gelişmeler yaşanmasına sebep olan ve çağların belirlenmesine yön veren gelişmelerden birisi de, İstanbul’un 29 Mayıs 1453 tarihinde Osmanlı Devleti tarafından fethedilmesidir.

     Dünya tarihi açısından büyük gelişmeler ve değişiklikler gösterecek olaylar meydana getiren bu tarihi fetih neticesinde, dünya tarihi yeniden şekillenmeye başlamıştır.

Koca Yusuf

Koca Yusuf (1856 - 1898)

       1856 yılında Şumnu, Bulgaristan'da doğdu. Dünyaca ünlü Deliormanlı Türk güreşçidir. Güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, 120 okkalık (144 kg) gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını almıştır. Ona "Koca" lakabı Filozof Rıza Tevfik tarafından sonradan verilmiştir.

 

Koca Yusuf dönemin ünlü pehlivanlarından Nasçıköylü Kel İsmail Pehlivan'ın çırağı olarak çok ufak yaşta güreşe başladı. Uzun süre Kırkpınar başpehlivanlığını elinde bulunduran Kel Aliço ile güreşti. Adalı Halil'i iki kez ardarda yendi. Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat veSultan II.Abdülhamit döneminde pek çok güreş yaptı.

Hazerfan Ahmet Çelebi

Hezarfen Ahmet Çelebi Osmanlı Devleti zamanında ilk kez uçuş girişiminde bulunan kişidir. Bu hadise 17. yüzyılda yaşanmıştır. İmal ettiği kanatları takarak Galata Kulesi’nden atlayıp Kız Kulesi’ne başarılı bir uçuş gerçekleştirmiştir. Uçan ilk insan olarak tarihe geçmiştir. Dönemin en meraklı mucitlerinden olan Hezarfen, gökyüzü ve uçmak konuları üzerine çok fazla fikir yürütmüştür. İnsanoğlunun bir gün uçacağına tüm yüreğiyle inanmaktadır ve bu alanın üzerine giderek çalışmalar yapmıştır. Kuş kanatlarından imal ettiği bir kanat ile uçmayı başarmıştır.

Eb-Ül İz

El-Cezeri'nin İcatları, Cezeri'nin Eserleri  (1136 - 1206)

Cizreli büyük mucit, bilgisayarların ve kumputürün temellerini atan alim, fen ve teknik adamı, robot, saatlar, su makinaları, şifreli kilitler, şifreli kasalar, termos,otomatik çocuk oyuncakları gibi 60 makine mucidi ve dünyanın ilk sibernitik bilginidir. El-Cezeri’nin en ünlü icadı fil su saatidir. Bu saat, günümüzde mühendislikte kullanılan bazı mekanik parçalar içerir.

Bu bilim adamı çağımızdan yüzlerce yıl önce keskin zekası ile elektrik kullanmadan sadece su ve mekanik parçalarla çalışan makineler yapmış ve günlük hayata geçirmişti. Adı Cizreli Eb-ül-İz olan bu mucit bundan 800 küsur yıl önce 1100–1200 yıllarında yaşadı. Dolayısıyla Eb-Ül-İz bütün icatlarını Leonardo’dan tam 150 yıl önce yapmış ve kitaplaştırmış. Sibernetiğin ilk adımlarını attığı ve ilk robotu yapıp çalıştırdığı kabul edilen Ebû’l İz El Cezeri'nin Leonardo da Vinci´ye ilham kaynağı olduğu düşünülür.

Seyit Onbaşı

Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Balıkesir'in Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. Sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.

Ali Kuşcu

Ali Kuşcu: Onbeşinci yüzyılda yaşamış olan önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Babası Timur'un (1369-1405) torunu olan Uluğ Bey'in doğancıbaşısı idi. "Kuşçu" lâkabı buradan gelmektedir.

Ali Kuşçu, Semerkand'da doğmuş ve burada yetişmiştir. Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey de dahil olmak üzere, Kadızâde-i Rûmî (1337-1420) ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşî (?-1429) gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve astronomi dersleri almıştır

Turgut Reis

Turgut Reis Büyük Türk denizcisi. 

Trablusgarp fatihi. 

Osmanlı Devletinin Menteşe (Muğla) Sancağına bağlı Saravuloz köyünde, tahminen 1485 yılında doğdu. Veli isminde bir çiftçinin oğludur. Gençliğinde cirit, güreş, ok atmada gösterdiği ustalık ve cesaretiyle çevrede tanınıp Menteşe kıyılarından levent toplayan Hızır Reisin (Barbaros Hayreddin Paşa) adamları tarafından seçilerek, Cezayir leventleri arasına alındı. Pek çok muharebelerde cesaret ve silahları kullanmadaki maharetiyle büyük kahramanlıklar gösterip, Barbaros’un takdir ve teveccühünü kazandı ve reis oldu. 

Piri Reis

Piri Reis: Osmanlı denizcisi, büyük kartoğraf ve coğrafyacı. Piri Reis; 1470’li yıllarda Gelibolu’da doğdu. Esas adı Muhittin Piri, babası Karamanlı Hacı Ali Mehmet’tir.Piri Reis; daha küçük yaşlarda iken, amcası ve ünlü denizci Kemal Reis’in yanında deniz seferlerine başladı. Kemal Reis tarafından iyi bir denizci olarak yetiştirildi. 1487-1493 yılları arasında, amcası ile Akdeniz’de korsanlık yaptıkları dönemde, Sicilya, Korsika, Fransa kıyılarına yapılan saldırılara katıldı. Gittiği yer ve limanı inceleyerek notlar almaya ve haritalar çizmeye başladı. 1494 yılında Venedik üzerine sefer hazırlığı yapmakta olan II. Beyazıt; Akdeniz’de korsanlık yapan denizcileri, Osmanlı Donanması’na katılmaya çağırınca, Kemal Reis ile birlikte Osmanlı Donanması’nın hizmetine girdi.

İbni Sina (980 - 1037)

Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve becerinin çeşitli alanlarında seçkinleşmiş olan, İbn-i Sinâ (980-1037), matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları; astronomi alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir.

Karamanoğlu Mehmet Bey

Karamanoğullarının ikinci Beyi Kerim’üd-din Karaman’ın oğludur. Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280’dır. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. XIII.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak farsçayı, devlet işlerinde Arapçayı kullanırlardı. Halk ise öz dilleri olan Türkçeyi kullanıyordu. Mehmet Bey millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin sağlanmasının gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.

bottom of page